İstanbul’un belirli bölgelerinde 19. ve 20. yüzyılın başında kentin çok kültürlü yapısına ve modern yapılaşma tarihine önemli katkılarda bulunan Rum mimarların yaşam öykülerinin ve eserlerinin sunulduğu sergi ile İstanbul’un eşsiz tarihine ışık tutuluyor.
Bugün adları unutulmuş Rum mimarların İstanbul’a kazandırmış oldukları eserleri bir sergi ortamında bir araya getirerek, İstanbul'un mimari, tarihi, sanatsal ve kültürel hazinesini geliştirmeyi hedefleyen “Batılılaşan İstanbul’un Rum Mimarları” sergisi, İstanbul’un çok da bilinmeyen yüzünü gün ışığına çıkarıyor.
İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı Kentsel Projeler Direktörlüğü’nün destekleriyle Zoğrafyon Lisesi Mezunlar Derneği tarafından hayata geçirilen “Batılılaşan İstanbul’un Rum Mimarları” sergisi, 22 Kasım Pazartesi günü, İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı Yürütme Kurulu Başkanı Şekib Avdagiç ve Zoğrafyon Lisesi Mezunlar Derneği adına proje yürütücüsü Laki Vingas’ın ev sahipliğinde, Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi’nde gerçekleştirilen açılış kokteyliyle İstanbul’lu sanatseverlerle buluştu.
Kalabalık bir davetli topluluğunun büyük ilgi gösterdiği serginin açılışına katılan İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı Yürütme Kurulu Başkanı Şekib Avdagiç, Zoğrafyon Lisesi Mezunlar Derneği Başkanı Ari Çokona, Projenin küratörü Dr Hasan Kuruyazıcı, Projenin Yöneticisi Laki Vingas, Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Rahmi Aksungur, Rum Ortodoks Patrikhanesi Patriği I. Bartolomeos, projenin Avrupa Kültür Başkenti İstanbul’un tarihindeki çokkültürlü zenginliğine tanıklık yaptığına, bilim insanlarının araştırma ve çalışmalarında yararlanabilecekleri önemli bir kaynak oluşturduğuna işaret eden konuşmalar yaptılar. İstanbul’un Dünya Başkentliği İddiası İçin Önemli Bir Proje
İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı Yürütme Kurulu Başkanı Şekib Avdagiç, sergiyle ilgili olarak, “Özellikle Beyoğlu ve Kadıköy’de Rum mimarlarca inşa edilmiş olan eserler hakkında, uzun süren çalışmalar sonucunda derlenen detaylı bilgiler ışığında oluşturulan sergi, İstanbul’un farklı kültürlerin harmonisinden beslenen fiziki yapısının ne gibi süreçlerde oluştuğunu ortaya koyuyor ve Avrupa Kültür Başkentliği unvanını taşıdığımız bu çok özel yılda kentimizin, dünya başkentliği iddiamızın altını bir kez daha dolduruyor” dedi.
Zoğrafyon Lisesi Mezunları Derneği adına projenin yürütücüsü olan Laki Vingas, 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı çatısı altında hayata geçen “Batılılaşan İstanbul’un Rum Mimarları” projesinin, İstanbul’un kültürel mirasının yeni nesillerle paylaşılmasında önemli rol oynayacağına inandıklarını belirterek, şunları şöyledi: “Şehrimizin tarihinin, binalarının eskiz, proje ve planlarıyla, bu binaları hayallerinde kuran, tasarlayan ve yaratan insanların biyografileriyle gözümüzün önünde canlanması, bina türleri, bu binaların o tarihlerdeki kullanımları, bir arada barındırdıkları ailelerin, insanların yaşamlarını daha iyi kavramamızın güzel bir yoludur. Ayrıca, serginin hazırlanışı sürecinde toplanan materyalin, bilim insanlarının araştırma ve çalışmalarında yararlanabilecekleri, herkesin kullanımına açık bir mekânda toplanmasını hedefledik.”
İstanbul’un Modernleşmesine Rum Mimarların Katkısı
19. ve 20. yüzyılda İstanbul mimarisine katkıda bulunmuş ama bugün adları unutulmuş İstanbul’lu Rum mimarlarının eserlerini ve yaşamöykülerini sergi ve katalog amaçlı derleyen proje, İstanbul'un mimari, tarihi, sanatsal ve kültürel hazinesini yeniden hatırlatmayı; kentin kültürel mirasını kamuoyunda sergileyerek, İstanbul’un kültürel turizmine katkıda bulunmayı hedefliyor.
“Batılılaşan İstanbul’un Rum Mimarları” sergisi, 23 Kasım – 3 Aralık 2010 tarihleri arasında Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi, Osman Hamdi Bey Salonu’nda ve 17 Aralık 2010 -16 Ocak 2011 tarihleri arasında ise, Beyoğlu - Sismanoglio Megaro binasında görülebilir.
Bugün hâlâ Sultanhamam-Eminönü-Karaköy-Beyoğlu-Tarlabaşı-Sıraserviler-Pangaltı-Adalar-Boğaziçi-Kadıköy çevresinde bütün görkemiyle ayakta duran ve bu bölgelerin günümüzde de geçerliliğini sürdüren mimari karakterinin oluşmasını sağlayan iş hanlarının, apartmanların, okulların ve kiliselerin mimarlarının toplum tarafından tanınmıyor olduğu fikrinden yola çıkan sergi, alanında bir ilk olma özelliği de taşıyor.
Sergide, İstanbul’da eserleriyle yaşayan mimarlar arasında, “mimar-ı saray-ı humayun” (saray mimarı) unvanını taşıyan ve 1880 yılında Taksim’deki Aya Triada Kilisesi’ni yapan Vasilaki Bey İoannidis ve oğlu “sermimar-ı hazret-i şehriyari” (padişahın başmimarı) unvanlı Yanko Bey İoannidis gibi önemli ve çok üst mevkilere kadar yükselmiş mimarların yanı sıra, 1895 yılında inşa edilen Heybeliada Ruhban Okulu’nun mimarı Perikles Fotiadis, 1881 yılında inşa edilen Özel Fener Rum Lisesi’nin mimarı Kostantinos Dimadis ve bugün Pera Müzesi olarak kullanılan Bristol Oteli’nin mimarı A. Manoussos yer alıyor.